Dünyadan Haberler

Japonya’da 6,9 büyüklüğünde deprem

Japonya Meteoroloji Ajansına (JMA) göre, Miyazaki açıklarında yerel saatle 21.19'da meydana gelen 6,9 büyüklüğünde deprem, 30 kilometre derinlikte kaydedildi.

ABD Jeolojik Araştırmalar Kurumu (USGS), depremin büyüklüğünü 6,8 olarak duyurdu.

Devlet televizyonu NHK, depremin ardından Miyazaki ve Koçi eyaleti kıyılarına yönelik "dev dalga" uyarısı yapıldığını aktardı.

Resmi Kyodo ajansına göre, sarsıntı Miyazaki'nin yer aldığı güneydeki Kyuşu bölgesi genelindeki eyaletlerde hissedildi.

İsrailli bakan, Hamas'la varılması beklenen anlaşmanın parçası olmayacağını duyurdu

Dini Siyonizm Partisi lideri aşırı sağcı Smotrich, X sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Hamas'la varılacak ateşkes ve esir takası anlaşmasını "teslimiyet" olarak nitelendirdi.

Bakan Smotrich, Filistinli tutukluların serbest bırakılmasını, Gazze'deki işgalin durdurulmasını, "kan dökülerek elde edilen kazanımlar" ve çok sayıda İsrailli esirden vazgeçilmesini içeren bir anlaşmanın parçası olmayacaklarını öne sürdü.

"Tüm gücümüzle Gazze Şeridi'nin tamamını işgal etmeye ve temizlemeye devam etmenin tam zamanıdır." ifadesini kullanan Smotrich, "Hamas tamamen teslim olana ve esirler geri dönene kadar Gazze'de cehennemin kapılarının açılması" çağrısında bulundu.

İsrail devlet televizyonu KAN'a göre, Başbakan Binyamin Netanyahu dün Smotrich ile bir araya gelerek anlaşmayı desteklemesi için ikna etmeye çalıştı.

Smotrich, Hamas'la anlaşmaya karşı olduğunu defalarca açıklamış ve anlaşmanın imzalanması halinde hükümetten çekileceği tehdidinde bulunmuştu.

Netanyahu, üst düzey İsrail müzakere heyetini Gazze'de ateşkes ve esir takası görüşmelerinin yürütüldüğü Katar'a gönderme kararı almış, aralarında İsrail Dış İstihbarat Teşkilatı Mossad Direktörü David Barnea ve İsrail İç İstihbarat Servisi Şin-Bet (Şabak) Direktörü Ronen Bar'ın da bulunduğu heyet Doha'ya gitmişti.

İsrail'in Yedioth Ahronoth gazetesi, siyasi kaynaklara dayandırdığı haberinde, İsrail ile Hamas arasındaki esir takası anlaşmasının ayrıntılarının yüzde 90'ı üzerinde anlaşmaya varıldığını öne sürmüştü.

FBI, Los Angeles yangınlarına müdahale eden uçağa havada çarpan dronu soruşturuyor

CBS News'ün haberine göre, FBI'ın Los Angeles saha ofisi sözcüsü Laura Eimiller, yaptığı açıklamada, 9 Ocak'taki yangın söndürme çalışmalarına katılan itfaiye uçağına sivil bir dronun çarptığını ve uçağın sol kanadını deldiğini belirtti.

İtfaiye uçağının güvenli iniş yaptığını, dronun ise ağır hasar aldığını kaydeden Eimiller, dronun Federal Havacılık İdaresinin (FAA) uyguladığı geçici uçuş kısıtlamasını ihlal ettiğini vurguladı.

Eimiller, izin almadan dronu uçuran kişi ya da kişileri bulmak için soruşturma başlatıldığını bildirdi.

Öte yandan, California eyalet yetkilileri, yangınlar başladığından bu yana en az 40 kez izinsiz uçurulan dronların itfaiyecilerin hava müdahalesini aksattığını kaydetti.

FAA'nın sitesinde, "Kontrol altına alınamayan yangınların yakınlarında dron uçurulduğunda, itfaiye müdahale kuruluşları, havada olası çarpışmaları önlemek için hava araçlarını indiriyor. Havadan müdahalelerin gecikmesi, zemindeki itfaiyeciler, bölge sakinleri ve civardaki mülkler için risk teşkil ediyor ve yangınların yayılmasına yol açabiliyor." ifadelerine yer verildi.

Los Angeles'taki yangınların olduğu bölgelerde 25 Ocak'a kadar uçuş kısıtlamasının sürmesi bekleniyor.

Kentin değişik bölgelerinde 7 Ocak'ta başlayan ve şiddetli rüzgarlar nedeniyle hızla yayılan yangınlarda şimdiye kadar 24 kişi hayatını kaybetti, 16 kişinin de kayıp olduğu açıklandı. Yetkililer, ölü sayısının artmasından endişe ediyor.

Öte yandan, yaklaşık 150 bin kişi için tahliye emri verildiği ve 700'den fazla bölge sakininin barınaklara yerleştirildiği kaydedildi.

Los Angeles'taki yangınlarda can kaybı 24'e yükseldi

Los Angeles Bölgesi Adli Tıp Kurumu, yangınlarda ölenlerin sayısına ilişkin güncel verileri açıkladı.

Yangında hayatını kaybedenlerin sayısının 24'e çıktığı, Eaton'da 16 ve Palisades'te 8 kişinin yaşamını yitirdiği öğrenildi.

January 13, 2025

Açıklamada 16 kişiden haber alınamadığı, bu sayının artabileceği belirtildi.

{ilgili-galeri-69484}

Rüzgarın daha da şiddetlenmesi bekleniyor

Öte yandan, yaklaşık 150 bin kişi için tahliye emri verildi ve tahliye edilen 700'den fazla bölge sakini barınaklara yerleştirildi.

Yetkililer, kayıp ihbarında bulunulabilmesine olanak sağlayan merkezin kurulduğunu ve tahliye edilenlerin evlerinin hasar tespitini yapabilecekleri çevrim içi veri tabanının oluşturulduğunu açıkladı.

Ulusal Meteoroloji Servisi yetkilileri, yangını şiddetlendirebilecek rüzgarın 15 Ocak'a kadar sürebileceği uyarısında bulundu.

Katil İsrail Gazzelilere işkence uyguluyor: Cehennemde yaşıyoruz

Filistin Kurtuluş Örgütüne (FKÖ) bağlı Esirler ve Serbest Bırakılanlar Heyeti ile Filistin Esirler Cemiyetinden yapılan ortak açıklamada, 6-8 Ocak 2025 ​​arasında Negev Cezaevi ve Neftali (Nafha) Kampı'nda ziyaret edilen 23 Filistinlinin ifadelerine yer verildi.

Açıklamaya göre, İsrail hapishanelerindeki Filistinliler, işkence, kötü muamele, aç bırakma, tıbbi ihmaller, ağır şekilde darp ve baskıya maruz kaldıklarını, mahkumlar arasında uyuz salgınının baş gösterdiğini aktardı.

Negev ve Ofer başta olmak üzere İsrail hapishaneleri ve kamplarının çoğunluğundaki tutukluların ifadelerinin aynı düzeyde sistematik işkence ve vahşeti yansıttığı kaydedildi.

Aralık 2023'ten bu yana tutuklu bulunan 45 yaşındaki K.N, "Alıkonulduğumdan bu yana itiraf almak amacıyla ağır şekilde darbedildim, vücudumda kırıklar oluştu. Gazze'nin yakınlarındaki bir askeri kampta 58 gün boyunca tutuldum." ifadesini kullandı.

Aşağılama ve hakaretlerin yanı sıra sürekli kelepçeli şekilde tutulduğunu ve darbedildiğini aktaran K.N, "Negev Cezaevine nakledildiğimde gardiyanların üzerime elektrikli su ısıtıcısından sıcak su atması sonucu vücudumda yanıklar oluştu, izleri hala görülüyor." dedi.

"Göçe zorlandığımız sırada alıkonuldum"

Şubat 2024'de alıkonulduğunu belirten 21 yaşındaki A.H. ise göçe zorlandıkları sırada alıkonulduğunu, Gazze yakınlarında bir kampa götürüldüğünü ve 12 gün orada kaldığını, ardından Kudüs'teki bir kampa, daha sonra Ofer'e, son olarak da Negev'e nakledildiğini söyledi.

Her naklin azap ve ölüm yolculuğu gibi olduğunu kaydeden A.H, şunları aktardı:

"Bugün gördüğünüz gibi uyuz nedeniyle vücudumda çıbanlar, yaralar çıktı ve delikler açıldı. Aç uyuyorum ve aç kalkıyorum. Ayrıca göz tansiyonu rahatsızlığım var ve takip edilmesi gerekiyor."

"Cehennemde yaşıyoruz"

Filistinli K.C. ise "Alıkonulmamızın başlangıcında cehennemi yaşadık, ne akıbetimizi ne de hukuki statümüzü biliyorduk. Aleyhimizde suçlar, istismarların yanı sıra pek çok yasak uygulandı. Bugün açlıkla karşı karşıyayız, gıda miktarı gerçekten çok az ve insan için uygun değil." ifadelerini kullandı.

"Dayak sonucu yapay gözümü kaybettim"

Bir diğer Filistinli M.D. de ailesiyle birlikteyken sığınma merkezlerinden birinde alıkonulduğunu aktardı.

Gazze Şeridi sınırı yakınlarındaki bir bölgeye götürüldüğünü, 60 gün burada kaldıktan sonra Negev Cezaevine nakledildiğini kaydeden M.D, "Şiddetli dayak sonucu yapay gözümü kaybettim. Bu nedenle bugün göz çukurumda boşluk var. İsrail askerleri bununla da yetinmedi ve gözlüğümü de aldı." ifadesini kullandı.

İsrail'in Gazze Şeridi'ne ağır saldırılarının başladığı 7 Ekim 2023'ten bu yana İsrailli, Filistinli ve uluslararası insan hakları örgütleri, İsrail hapishanelerinde daha da kötüleşen koşullara işaret etti, işkence, açlık ve hastalıkların yayıldığı vakaları belgeledi.

İsrail'in Gazze Şeridi'ne saldırı başlattığı tarihten bu yana sadece işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te de gözaltına alınan Filistinlilerin sayısı 14 bin 300'e ulaştı. İsrail ordusunun, Gazze Şeridi'nde alıkoyduğu Filistinlilere ilişkin bir rakam belirtilemezken, Filistin Esirler Cemiyeti sayının 1000'leri bulduğunu tahmin ediyor.

İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ne kara saldırılarının başladığı 27 Ekim'den bu yana aralarında kadın, çocuk ile sağlık ve sivil savunma çalışanları olmak üzere çok sayıda sivili alıkoyduğu belirtiliyor.

İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda yaklaşık 17 bin 841'i çocuk, 12 bin 298'i kadın olmak üzere 46 bin 565 Filistinli öldü, 109 bin 660 kişi yaralandı.

Enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.

İşgalci İsrail ordusu Batı Şeria'da 70 Filistinliyi gözaltına aldı

İşgalci İsrail askerleri, Batı Şeria'nın kuzeyinde yer alan Selfit kentine bağlı Deyr İstiya beldesinde pek çok evi bastı.

Filistin resmi haber ajansı WAFA'da yer alan haberde de İsrail güçlerinin son günlerde Deyr İstiya beldesine sürekli baskınlar düzenlediği ve beldenin giriş çıkışlarını bariyerlerle kapattığı belirtildi.

Haberde, İsrail güçlerinin Deyr İstiya beldesinde aralarında yaşlıların da olduğu yaklaşık 70 Filistinliyi gözaltına aldığı ifade edildi.

İsrail askerlerinin Selfit kentine bağlı Haris köyünde de bir dükkana baskın yaptığı, Cenin kentinde de Filistinlilere ateş açtığı belirtildi.

Öte yandan, Filistin topraklarını gasbeden İsrailliler, Batı Şeria'nın Kalkilya kentinde Filistinlilerin araçlarına taşla saldırarak zarar verdi.

İsrail'in Gazze Şeridi'ne saldırı başlattığı 7 Ekim 2023'ten bu yana işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te de Filistinlilere yönelik gözaltı, baskın ve saldırılarda artış yaşanıyor.

Katil İsrail 7 Ekim'den bu yana Gazze'ye saldırıyor

Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamada, İsrail'in Gazze Şeridi'ne 464 gündür sürdürdüğü saldırılara ilişkin bilgi verildi.

Açıklamada, İsrail ordusunun son 24 saatte Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde gerçekleştirdiği "2 katliamda" 28 kişinin yaşamını yitirdiği, 89 kişinin yaralandığı belirtildi.

İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda ölenlerin sayısının 46 bin 565'e, yaralı sayısının da 109 bin 660'a yükseldiği kaydedildi.

Açıklamada ayrıca hâlâ enkaz altında ve yol kenarlarında ölülerin bulunduğu ancak İsrail güçlerinin engellemesi nedeniyle sağlık ekipleri ile sivil savunma görevlilerinin cenazelere ulaşamadığı yinelendi.

Hırvatistan'da cumhurbaşkanı seçimi: Milanovic zaferini ilan etti

Devlet Seçim Komisyonundan yapılan açıklamada, yerel saatle 19.00'da oy verme işleminin sona erdiği Hırvatistan'da sandıkların yüzde 99'undan fazlasının sayıldığı belirtildi.

Açıklamada, resmi olmayan sonuçlara göre, ikinci turda mevcut Cumhurbaşkanı Zoran Milanovic'in yüzde 74,66 oy alarak ikinci kez cumhurbaşkanı seçildiği ifade edildi.

Milanovic, destekçilerine yönelik yaptığı "zafer" konuşmasında, vatandaşların açıkça ne düşündüğünü sandıkta söylediğini dile getirdi.

Zaferini ilan eden Milanovic, kendisi için büyük bir gün olduğunu belirterek şöyle devam etti:

"Bu zaferi, son 5 yıldaki çalışmalarımın bir onayı ve insanların bana duyduğu güvenin bir ifadesi olarak görüyorum. Aynı zamanda bu, devlet meselelerini dinlemeleri gerekenlere halkın güçlü bir mesajıdır. Ben anayasaya bağlı kalacağım. Bir kez daha çağrıda bulunuyorum, yetki istemiyorum, bu bir güç meselesi değil, bir görev meselesidir. Görevim eşit bir şekilde hareket etmektir çünkü anayasa bunu emrediyor. Dış politika konusunda işbirliği şart, Ulusal Güvenlik Konseyi 3 yıldır toplanmadı, bu benim tercihim değildi."

Eski Eğitim Bakanı Primorac oyların yüzde 25,34'ünü aldı

Avrupa fonlarının sonsuza kadar gelmeyeceğini ifade eden Milanovic, kaynakları doğru kullanmaları gerektiğini söyledi.

Başbakan Andrej Plenkovic'e baskı yapmak istemediğini dile getiren Milanovic, "Ancak hayal ettiğimiz Hırvatistan için konuşmamız gerekecek." dedi.

Milanovic'in rakibi, iktidardaki merkez sağ Hırvat Demokrat Birliğinin adayı eski Eğitim Bakanı Dragan Primorac ise oyların yüzde 25,34'ünü aldı.

Primorac, yaptığı açıklamada, kendisine destek veren Başbakan Andrej Plenkovic ve seçmenlere teşekkür etti.

Elinden geleni yaptığını belirten Primorac, "Daha iyi, farklı, gururlu bir Hırvatistan vizyonu sundum. Programımla, Hırvatistan'ın daha iyisini hak ettiğine dair bir mesaj göndermek istedim. Onur, haysiyet, ahlak, gurur gibi değerler her şeyden daha değerlidir. Zoran Milanovic ile benim aramda farklı manevi ve ahlaki değerler, ayrıca vatanımızın geleceğiyle ilgili farklı görüşler var. Vatandaşlar kararlarını demokratik bir şekilde verdiler ve buna saygı duyulmalıdır." ifadesini kullandı.

İşgalci İsrail ordusu Lübnan'ın doğusuna hava saldırıları düzenledi

Lübnan resmi haber ajansı NNA'da yer alan haberde, İsrail ordusunun 27 Kasım 2024'te yürürlüğe giren ateşkese yönelik ihlallerini sürdürdüğüne dikkati çekildi.

Haberde, İsrail ordusuna ait savaş uçaklarının, doğudaki Baalbek'e bağlı Cinta beldesi yakınlarını bombaladığı belirtildi.

{ilgili-haber-893755}

Öte yandan İsrail ordusundan yapılan yazılı açıklamada, istihbarat bilgileri doğrultusunda Lübnan'da Hizbullah'a ait bazı hedefleri hava saldırılarıyla vurdukları ifade edildi.

"Saldırılar öncesinde hedeflerin, İsrail'in iç cephesini ve orduyu tehdit ettiğine dair ateşkes denetleme mekanizmasına bilgi verildiği ancak bunlara karşı bir adım atılmadığı" öne sürülen açıklamada, söz konusu hava saldırıları kapsamında Hizbullah'ın silah kaçakçılığı için Suriye-Lübnan sınır hattında kullandığı güzergahın hedef alındığı kaydedildi.

27 Kasım'da ateşkez anlaşmasıyürürlüğe girmişti

Lübnan ile İsrail arasında varılan ateşkes anlaşması, 27 Kasım 2024 Çarşamba günü yerel saatle 04.00'te (TSİ 05.00) yürürlüğe girdi.

Anlaşmanın ikinci maddesinde, "Lübnan hükümeti, Hizbullah veya Lübnan topraklarında bulunan diğer tüm silahlı grupların İsrail'e karşı herhangi bir operasyon düzenlemesini engelleyecek ve İsrail de Lübnan'da sivil, askeri veya devlete ait hedeflere kara, deniz veya havadan herhangi bir askeri saldırıda bulunmayacak." ifadesi yer aldı.

Anlaşma uyarınca Lübnan ordusunun, 60 gün içinde İsrail'in Lübnan'ın güneyinde işgal ettiği bölgelere aşamalı olarak konuşlanması öngörülüyor.

Donald Trump-Vladimir Putin görüşmesi için hazırlıklar sürüyor

ABD'nin seçilmiş başkanı Donald Trump'ın Ulusal Güvenlik Danışmanlığına aday gösterdiği Mike Waltz, ABC News'a verdiği demeçte, Trump ve Putin arasında yapılacak olası görüşmeye ilişkin, "Hazırlıklar sürüyor." ifadesini kullandı.

Trump'tan, yakın zamanda Rusya-Ukrayna savaşını sona erdirmek için adımlar geleceğini söyleyen Waltz, "Başkan Trump'ın bakış açısına göre, karşı tarafla ilişki ve diyalog kurmadan bir anlaşmaya varamazsınız. Gelecek aylarda bunu kesinlikle kurmuş olacağız." dedi.

{ilgili-haber-894175}

Trump yönetiminin, Rusya-Ukrayna savaşının diplomatik yollarla sona ermesi gerektiğinin farkında olduğunu da aktaran Waltz, ateşkes sağlanmasının her iki taraf için son derece olumlu bir adım olacağını kaydetti.

Waltz ayrıca, Gazze'de esirlerin serbest bırakılmasını sağlayacak bir anlaşmaya yönelik müzakerelerin "tam şu anda devam ettiğini" belirterek, Trump'ın esirlerin serbest bırakılması konusunda oldukça ciddi olduğunu, bu nedenle de seçilmiş başkanın 20 Ocak'taki yemin töreninden önce bir anlaşmaya varıldığını görmek istediklerini vurguladı.

Trump'ın Grönland ya da Panama Kanalı'nın kontrolünü ele geçirmek için askeri güç kullanma konusunda ciddi olup olmadığı sorusuna karşın Waltz, Trump'ın en çok ciddiye aldığı konunun, ABD'nin Arktik bölgesinde karşı karşıya olduğu "tehlikeler" olduğunu söyledi.

Waltz, "ABD'nin güçlü şekilde savunulduğundan emin olmak için büyük ve cesur adımlar atmaya hazır." dedi.

Trump: Putin benimle görüşmek istiyor; bu görüşmeyi ayarlıyoruz

Trump, Florida'daki malikanesi Mar-a-Lago'da Cumhuriyetçi valilerle görüşmesinin ardından basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Putin'in kendisiyle görüşmek istediğini belirtmişti.

"O (Putin) benimle görüşmek istiyor; bu görüşmeyi ayarlıyoruz. Devlet Başkanı Putin görüşmeyi istiyor, bunu açıkça da dile getirdi. Bizim bu savaşı sona erdirmemiz gerekiyor, çok kanlı bir savaş." diyen Trump, söz konusu görüşmenin ne zaman olabileceğine ilişkin detaya girmemişti.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov da Putin'in Trump ile görüşmeye hazır olduğunu ifade ederek, "Bunun için herhangi bir şart aranmıyor." demişti.

ABD'de süren yangınlarda 100 binden fazla kişi tahliye emri altında bulunuyor

Los Angeles’ta yerel yetkililer, düzenlediği basın toplantısında yangınlarla ilgili son gelişmeler hakkında bilgi verdi.

Los Angeles İdari Bölge Şerifi Robert Luna, Palisades ve Eaton yangınlarıyla ilgili hala 105 bin şehir sakininin tahliye emri, 87 bin sakinin de tahliye uyarısı altında bulunduğu bilgisini paylaştı.

Luna, sakinlerin evlerinden uzak durmasının ne kadar zor olduğunu anladıklarını ancak yangın alanlarının hala güvenli olmadığını belirterek, "Bu alanların bazıları kelimenin tam anlamıyla savaş bölgelerine benziyor. Devrilmiş elektrik direkleri, yerde elektrik teller, hala için için yanan yangınlar var, kesinlikle güvenli değil" dedi.

Yangınlar nedeniyle şimdiye kadar 29 kişinin gözaltına alındığı bilgisini de paylaşan Luna, bunlardan 4’ünün sokağa çıkma yasağını ihlal ettiğini, diğerlerinin de, itfaiyeci kılığına giren bazıları da dahil yağma ve hırsızlık olayına karıştığını söyledi.

İtfaiye Şefi Kristin Crowley de yangından kaçan şehir sakinlerine sabırlı olmaları tavsiyesinde bulunarak, yangın alanındaki koşulların geri dönüş için hala tehdit oluşturduğu uyarısını yaptı.

Crowley, "Palisades bölgesinde hala aktif yangınlar var ve bu durum halk için aşırı derecede tehlike oluşturuyor. Ayrıca bölgede elektrik yok, su yok, gaz boruları koptu ve güvensiz yapılar var" diye konuştu.

İlk müdahale ekiplerinin yangınları kontrol altına almak ve insanların evine dönmesi için elinden geleni yaptığını söyleyen Crowley, bölgede devam eden Palisades yangınının yüzde 11, Eaton yangınının yüzde 27, Hurst ve Kenneth yangınlarının da yüzde 90’ının kontrol altına alındığı bilgisini paylaştı.

"Bu, ülkemizin tarihindeki en kötü felaketlerden biri"

Basın toplantısında Los Angeles Belediye Başkanı Karen Bass da iddiaların aksine Demokrat partili şehir yönetimi ile seçilmiş başkan Cumhuriyetçi Donald Trump arasında herhangi bir husumet veya iletişim eksikliği olmadığını belirterek, göreve gelecek yeni yönetimin temsilcileriyle görüştüklerini belirtti.

Bass, Trump ile direk bir görüşme olmadığına işaret ederek, “Göreve gelecek başkanın Los Angeles'a gelmesi için bölge idari yönetici ve valiyle birlikte yapılan görüşmeye katıldım, yeni yönetim temsilcisiyle direkt görüştük. Olumlu bir konuşma oldu" diye konuştu.

Los Angeles Bölge İdari Yöneticisi Kathryn Barger ise Trump'a "bu orman yangınlarının yarattığı yıkımı ilk elden görmesi" ve etkilenen sakinlerle görüşmesi için ayrıca bir davet mektubu gönderdiği bilgisini paylaştı.

Bass ve Barger, Trump’ın yakında bölgeyi ziyaret edeceğini düşündüklerini belirtirken, Trump'un ise Truth Social adlı sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Los Angeles’daki yöneticileri eleştirmesi dikkati çekti.

Trump, "Yangınlar Los Angeles'ta hala devam ediyor. Beceriksiz politikacılar onları nasıl söndüreceklerini bilmiyorlar. Binlerce muhteşem ev gitti ve çok daha fazlası yakında yok olacak. Her yerde ölüm var. Bu, ülkemizin tarihindeki en kötü felaketlerden biri. Yangınları söndüremiyorlar. Onların sorunu ne?" ifadelerini paylaştı.

Los Angeles yangınları için 6 milyon dolar yardım toplandı

Öte yandan, Los Angeles Belediye Başkanı Bass, orman yangınlarından etkilenen Los Angeles sakinlerine destek olmak için California Topluluk Vakfı Yaban Hayati Kurtarma Fonu’na şu ana kadar 6 milyon dolardan fazla bağış yapıldığı bilgisini paylaştı.

Bass, 13 binden fazla kişinin bağış yaptığını belirterek, "İnsanlar her yerden bize yardım etmek ve önümüzdeki günlere hazır olduğumuzdan emin olmak için geliyor. Bu yüzden onlara teşekkür etmek istiyorum" dedi.

Los Angeles yangınlarının yol açtığı zararın ilk olarak 57 milyar doları bulabileceği açıklanırken, özel şirket AccuWeather ise yaptığı açıklamada ön tahminlere göre yangınlardaki hasar ve ekonomik kaybın 135 ila 150 milyar dolar arasında olabileceğini duyurmuştu.

Los Angeles'ın değişik bölgelerinde 7 Ocak akşamı başlayan ve şiddetli rüzgarlar nedeniyle hızlıca yayılan yangınlarda şimdiye kadar 16 kişi hayatını kaybetti, 13 kişinin de kayıp olduğu açıklandı. Yetkililer, ölü sayısının artmasından endişe ediyor.

Yangınlarda 37 bin dönümden fazla alan kül olurken kent yetkilileri, şimdiye kadar 12 binden fazla binanın hasar gördüğünü, 57 bin yapının daha yangın riski altında olduğunu duyurdu.

BM, geçiş sürecindeki Suriye halkını desteklemeye hazır olduğunu yineledi

Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen, Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da düzenlenen Suriye toplantısına ilişkin yazılı açıklama yaptı.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan'ın daveti üzerine Riyad'daki toplantıya katıldığını belirten Pedersen, toplantıda Suriye halkına yönelik güçlü destek mesajını ve bu kritik dönemde Suriye'deki geçici hükümetin yetkililerine yardım etme arzusunu memnuniyetle karşıladığını kaydetti.

Pedersen toplantıda, Suriyeliler tarafından yönetilen kapsayıcı ve güvenilir bir geçişe duyulan ihtiyacın, Suriye halkının bu geçişi barışçıl bir şekilde yönetmesi ve ülkelerini yeniden inşa etmesi için gerçek anlamda bir uluslararası taahhüdün vurgulandığını belirterek, "BM'nin, Suriye ve Suriye halkını bu tarihi fırsat ve zorlukla başa çıkmada desteklemeye hazır olduğunu yeniden teyit ettim." ifadelerini kullandı.

Hırvatistan cumhurbaşkanını seçti

Balkan ülkesi Hırvatistan'da halk 8'inci kez cumhurbaşkanını seçmek için oy kullandı.

Sandık çıkışı anketlerine göre, Zoran Milanovic yüzde 77'nin üzerinde oy alarak ikinci kez cumhurbaşkanı seçildi.

Sosyal medya hesabından paylaşım yapan Milanovic, zaferini ilan ederek teşekkür etti.

Sandık çıkış anketlerine göre, Milanovic'in en büyük rakibi olarak gösterilen iktidardaki merkez sağ Hırvat Demokrat Birliğinin adayı eski Eğitim Bakanı Dragan Primorac ise oyların yüzde 22'sini aldı.