Dünyadan Haberler

ABD: İsrail acilen sivilleri korumak için daha fazlasını yapmalı

BM Güvenlik Konseyinde Gazze'de insani yardımı artırmanın hedeflendiği 2720 sayılı kararın uygulanmasına ilişkin gelişmeler ele alındı.

Wood, Gazze'de insani durumun "korkunç ötesi" olduğunu belirterek, kuzeyde çocukların açlıktan öldüğünü hatırlattı.

Milyonlarca kişinin yerinden edildiğine ve temel ihtiyaçlara erişimin azaldığına dikkati çeken Wood, ABD yönetiminin İsrail'den "somut ve ölçülebilir adım" atmasını istediğini anımsattı.

"İsrail acilen harekete geçmeli"

"İsrail acilen sivilleri korumak için daha fazlasını yapmalı." diyen Wood, ABD'nin politikasının bu alanlarda atılan adımlara göre belirleneceğini söyledi.

İsrail'in bazı olumlu adımlar attığını ancak bunların hem yetersiz hem de geç kaldığını kaydeden Wood, "ABD'nin tutumu net. İsrail acilen harekete geçmeli ve Gazze'nin kuzeyine daha fazla yol geçişi sağlamalı." dedi.

Wood, İsrailli yetkililerle yürütülen uyarı sisteminin de başarısız olduğuna işaret ederek, 230 insani yardım çalışanının öldürülmesinin kabul edilemez olduğunu dile getirdi.

Söz konusu ölümlere sebep olanların cezalandırılması gerektiğinin altını çizen Wood, "Biz Refah'a kapsamlı askeri operasyona karşıyız. Sivil toplum için bunun korkunç sonuçları olur. İsrail, uluslararası hukuk uyarınca yükümlülüklerine uygun hareket etmek zorundadır. Nokta." dedi.

Hamas: Müzakerelerde esnek bir tutum sergiledik ancak İsrail süreci uzatıyor

Hamas Siyasi Büro Üyesi Halil el-Hayye, El-Aksa televizyon kanalına yaptığı açıklamalarda, Gazze'de ateşkes ve esir takası için İsrail'le yapılan dolaylı müzakerelere değindi.

İsrail yönetimini müzakere sürecini uzatmakla suçlayan Hayye, şunları kaydetti:

"Hamas, müzakerelerde tam esneklik gösterdi ancak işgalci (İsrail) süreci uzatıyor. Hamas savaşı şu anda bitirmek istiyor ve bunun için gerekli esnekliği gösterdi ancak işgalci bunu reddetti. Tam bir ateşkes olmadan herhangi bir anlaşma olmayacak."

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun savaştan sonra siyasi ve yargı alanında karşılaşacaklarından endişe ettiğine dikkati çeken Hayye, hatta Netanyahu'nun koltuğunda kalabilmek için bölgesel bir savaşı çıkarma çabalarına bile girebileceğine işaret etti.

Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail'e karşı düzenlediği saldırıya da değinen Hayye, Hamas'ın sınırlı bir saldırıyla İsrailli bazı askerleri esir almayı hedeflediğini ancak söz konusu saldırıda "İsrail ordusundaki Gazze Tümeninin tümüyle çöktüğünü" söyledi.

İsrail'in intikam almak için Gazze'de katliamlar yaptığını ve halkı göçe zorladığını vurgulayan Hayye, Aksa Tufanı'nın siyasi ve stratejik hedeflerini gerçekleştirdiğini ifade etti.

Hayye, Aksa Tufanı'yla İsrail'in sarsıldığını ve güvenlik sisteminin çöktüğünü, bunun için ABD'nin İsrail'i kurtarmak için hızlıca devreye girdiğini söyledi.

İsrail'in Gazze'yi işgalinde 7 Ekim sonrası

Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, "Filistinlilere ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal değerlere yönelik sürekli ihlallere karşılık verme" gerekçesiyle İsrail'e 7 Ekim 2023'te kapsamlı saldırı düzenledi.

İsrail, 7 Ekim'deki saldırılarda 1200 İsraillinin öldüğünü, 5 bin 132 kişinin de yaralandığını açıkladı.

İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda en az 14 bin 685’i çocuk, 9 bin 670'i kadın olmak üzere 34 bin 262 Filistinli öldürüldü, 77 bin 229 kişi yaralandı.

Enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'ne saldırılarının başladığı 7 Ekim'den bu yana 260’ı karadan işgal sürecinde olmak üzere 604 askerinin öldüğünü duyurdu.

Çatışmalara 24 Kasım 2023'te 4 günlüğüne verilen ve daha sonra 3 gün daha uzatılan "insani ara"da 81 İsrailli ve 240 Filistinli esir karşılıklı serbest bırakıldı. Öte yandan İsrail, binlerce Filistinliyi alıkoyup hapsetmeye devam etti.

İşgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te de 7 Ekim 2023'ten bu yana İsrail askerleri ile yasa dışı Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 488 Filistinli hayatını kaybetti.

ABD'li yetkili: Refah'a geniş çaplı bir operasyon ihtimal dahilinde değil

Leaf, çevrim içi düzenlenen bir toplantıda, Gazze'deki durum hakkında brifing verdi.

Gazze'ye insanı yardım erişimi konusunda son zamanlarda gelişmeler yaşandığını fakat bunun yeterli olmadığını belirten Leaf, ABD hükümetinin denizde insani koridor açma konusunda ilerleme kaydetmek adına ortaklarıyla işbirliği içinde çalışmayı sürdürdüğünü kaydetti.

Leaf, Gazze'deki halkın yetersiz beslenmeyle karşı karşıya olduğunu aktararak, bölgeye insani yardımın erişimi konusunda Birleşmiş Milletlerin (BM) ve Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansının (UNRWA) önemini vurguladı.

ABD'nin, İsrail'in Gazze'ye saldırı kararını kabul etmediğini söyleyen Leaf, "Askeri bir operasyona yeşil ışık yakmadık. Bu konuda çok net olmak istiyorum." dedi.

Leaf, 1 milyondan fazla kişinin çok küçük bir alanda yaşadığı Refah'a geniş çaplı bir operasyonun söz konusu olmadığını hem kamu önünde hem baş başa görüşmelerinde açıkça dile getirdiklerini söyledi.

İsrail ile yan yana var olacak bir Filistin devletinin kurulmasına yönelik pratik, zamana bağlı ve geri dönüşü olmayan adımlar atarak İsrail ve Filistin halkı için kalıcı barış ve güvenliği ilerletmeye kararlı olduklarını öne süren Leaf, "Batı Şeria ve Gazze, Filistin yönetimi altında yeniden birleştirilmelidir. Yeniden canlandırılmış bir Filistin yönetimi, hem Batı Şeria'da hem de Gazze'de, Filistin halkı için sonuç alınması ve istikrar koşullarının oluşturulması açısından hayati bir öneme sahip." diye konuştu.

Hamas: ABD, Gazze'yle dayanışma içindeki üniversite öğrencilerinin hakkını ihlal ediyor

Rişk, konuya ilişkin yazılı açıklama yaptı.

Açıklamasında, "ABD yönetimi, Gazze Şeridi'nde neo-Nazi Siyonistlerin gerçekleştirdiği soykırımı reddettikleri için (öğrencilerin) bireysel hakları ve ifade hakkını ihlal ediyor." diyen Rişk, "ABD polisinin üniversite öğrencilerini ve öğretim üyelerini temsil ettikleri ahlaki değere bakmadan gözaltına aldığını" kaydetti.

Rişk, ABD Başkanı Joe Biden yönetiminin Filistin halkına karşı yürütülen acımasız saldırıların ortağı olduğunu belirterek, "Bugünün öğrencileri geleceğin liderleridir ve onların bugün bastırılması, Biden yönetiminin er ya da geç ödeyeceği pahalı bir seçim faturası anlamına gelir." dedi.

ABD'de Columbia Üniversitesi yönetimi ile öğrenciler arasında geçen hafta başlayan ve yüzlerce kişinin gözaltına alınmasına sebep olan Filistin yanlısı protestolar, ülke genelindeki diğer üniversitelere de yayıldı.

ABD üniversitelerindeki Filistin gösterileri Netanyahu'yu endişelendirdi

ABD'deki üniversitelerde Filistin yanlısı göstereler hızla yayılırken İsrail Başbakanı Netanyahu, konuyla ilgili görüntülü İngilizce mesaj yayımladı.

Netanyahu, Gazze'de akan kanın durmasını isteyen öğrencilerin gösterilerinin "antisemitik" olduğunu iddia etti.

ABD üniversitelerindeki gösterileri "korkunç" diye niteleyen Netanyahu, bu protestoların durdurulması çağrısında bulundu.

Netanyahu, ABD'deki bazı eyalet, yerel ve federal yetkililerinin söz konusu işgal karşıtı protestolara tepki gösterdiğini ancak daha fazlasının yapılması gerektiğini savundu.

İsrail'in "haksız yere soykırımla suçlandığını" öne süren Netanyahu, "antisemitik" olduğunu ileri sürdüğü gösterilere karşı herkesin tepki göstermesi gerektiğini belirtti.

{ilgili-haber-853022}

Columbia Üniversitesinde 18 Nisan'da Filistin yanlısı öğrenciler, okulun, Filistin işgalini ve Gazze'deki soykırımı destekleyen şirketlere devam eden finansal yatırımlarını protesto amacıyla kampüsün bahçesinde oturma eylemi başlatmıştı.

ABD Kongre üyeleri, New York Valiliği ve Belediyesi tarafından yapılan açıklamalarda, bir haftadır nöbet tutan öğrencilerin "antisemitik" davranış sergiledikleri iddia edilmişti.

Daha sonra Filistin destekçisi öğrencilerin gösterileri, New York Üniversitesi (NYU), Yale, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT), Tufts Üniversitesi, The New School ve Kuzey Carolina Üniversitesi gibi ABD'nin diğer önde gelen okullarına da yayılmıştı.

BM: Bu yıl Orta Akdeniz'i geçmeye çalışan 510 düzensiz göçmen hayatını kaybetti

IOM'un X hesabından yapılan paylaşımda, Tunus'un kuzeyindeki Sfax kenti açıklarında 23 Nisan'da meydana gelen gemi kazası karşısında dehşete düşüldüğü vurgulandı.

"İtalya'nın Lampedusa Adası'na ulaşmaya çalışan 19 düzensiz göçmenin cesedine ulaşıldı." denilen paylaşımda, 1 Ocak 2024'ten bu yana Orta Akdeniz rotasında 510 düzensiz göçmenin ölümünün kayıtlara geçtiği bilgisi verildi.

Orta Akdeniz'deki düzensiz göç sorunu

Avrupa'ya yönelik düzensiz göç akınında, İtalya, Malta, Libya ve Tunus arasında kalan Orta Akdeniz güzergahı, son yıllarda yoğun hareketlilik gözlenen rotalardan biri olarak öne çıkıyor.

Kuzey Afrika kıyılarından denize açılan ve sonra yardım çağrısı yapan düzensiz göçmenleri, bu güzergahta Avrupalı devlet görevlileri yerine genellikle Avrupa menşeli sivil toplum kuruluşları (STK) kurtarıyor. Söz konusu STK'lar, AB üyesi devletlerin "güvenli liman" vermemesinden ötürü zaman zaman kurtardıkları düzensiz göçmenleri tahliye etmekte güçlük çekiyor.

STK'ler geçen yıldan bu yana da İtalya'daki son yasal düzenlemeler nedeniyle faaliyetlerini yürütmede bazı zorluklarla karşı karşıya kalıyor.

Kendi imkanlarıyla Akdeniz'i geçebilen ya da kurtarılan göçmenlerin, Avrupa'da ilk ayak bastıkları yer ise çoğunlukla İtalya'nın Kuzey Afrika'ya en yakın kara parçası Lampedusa Adası ya da bazen Malta oluyor.

Öte yandan, teknelerin alabora olması ya da teknelerdeki aşırı kalabalık nedeniyle susuz ve havasız kalınması yüzünden her yıl çok sayıda düzensiz göçmen, Akdeniz'i geçmeye çalışırken hayatını kaybediyor.

Rusya, BMGK'da uzayın barışçıl kullanımına ilişkin karar tasarısını veto etti

15 üyeli BM Güvenlik Konseyi'nde ABD ve Japonya'nın sunduğu, Türkiye'nin de ortak sunucusu olduğu, uzayın barışçıl kullanımına ilişkin karar tasarısı oylamaya sunuldu.

Rusya tarafından veto edilen tasarı, 13 "evet" ile 1 "çekimser" oy aldı. Çin çekimser oy kullandı. Rusya ve Çin'in oylama öncesinde tasarı için değişiklik teklifi yeterli oyu alamadığı için kabul edilmedi.

Rusya'nın BM Daimi Temsilcisi Vassily Nebenzia, oylama öncesinde yaptığı açıklamada, karar tasarısı metninin "kısıtlı ve siyasi" içerikli olduğunu, tüm üyelerin görüşlerini yansıtmadığını savundu.

Uzaya hiçbir silahın yerleştirilmemesi gerektiğini belirten Nebenzia, bu yüzden değişiklik talep ettiklerini aktardı.

Oylama sonrasında ABD'nin BM Daimi Temsilcisi Linda Thomas-Greenfield, Rusya'nın uzaya nükleer silah yerleştirme niyeti olmadığını açık bir şekilde beyan ettiğini anımsatarak, "O zaman bugün neden veto yetkisini kullandınız? Eğer kurallara uymak için karar tasarısını desteklemiyorsanız o zaman ne saklıyorsunuz?" sorularını yöneltti.

Karar tasarısında üye ülkelerin uzay keşfini uluslararası hukuk ve BM Şartı uyarınca gerçekleştirmesi çağrısında bulunulurken, üye ülkelerin uzayda silahlanma yarışını engellemek için barışçıl kullanıma katkı sağlamaları talep ediliyordu.

Üye ülkelerin Dış Uzay Antlaşması'na uyma yükümlülüğü bulunduğuna işaret edilen karar tasarısında, ülkelerin nükleer ve kitle imha silahlarını uzaya yerleştirmemesi gerektiğinin altı çiziliyordu.

İsrail ordusunun Gazze'ye yönelik saldırılarında en az 7 Filistinli öldü

Filistin haber ajansı WAFA'ya göre, İsrail savaş uçakları Gazze kentinin batısındaki Şati Mülteci Kampı'nı bombaladı.

İsrail ordusunun, "Hamid" ailesine ait evi hedef alan saldırısında Amine Hamid ve 12 yaşındaki oğlu Mehdi hayatını kaybetti, 6 kişi de yaralandı.

Gazze kentinin batısındaki Nasr Mahallesinde İsrail ordusunun bir evi bombalaması sonucu en az 3 Filistinli yaşamını yitirdi, çok sayıda kişi de yaralandı.

Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus kentine İsrail ordusuna ait savaş uçaklarının Maan ve el-Mevasi bölgelerini hedef alması sonucu 2 Filistinli hayatını kaybetti, birçoğu da yaralandı.

İsrail'in Gazze'yi işgalinde 7 Ekim sonrası

Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, "Filistinlilere ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal değerlere yönelik sürekli ihlallere karşılık verme" gerekçesiyle İsrail'e 7 Ekim 2023'te kapsamlı saldırı düzenledi.

İsrail, 7 Ekim'deki saldırılarda 1200 İsraillinin öldüğünü, 5 bin 132 kişinin de yaralandığını açıkladı.

İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda en az 14 bin 685’i çocuk, 9 bin 670'i kadın olmak üzere 34 bin 262 Filistinli öldürüldü, 77 bin 229 kişi yaralandı.

Enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'ne saldırılarının başladığı 7 Ekim'den bu yana 260’ı karadan işgal sürecinde olmak üzere 604 askerinin öldüğünü duyurdu.

Çatışmalara 24 Kasım 2023'te 4 günlüğüne verilen ve daha sonra 3 gün daha uzatılan "insani ara"da 81 İsrailli ve 240 Filistinli esir karşılıklı serbest bırakıldı. Öte yandan İsrail, binlerce Filistinliyi alıkoyup hapsetmeye devam etti.

İşgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te de 7 Ekim 2023'ten bu yana İsrail askerleri ile sivil Yahudi işgalcilerin saldırılarında 488 Filistinli hayatını kaybetti.

Son verilere göre, İsrail ordusu ile Hizbullah arasında 8 Ekim 2023'ten beri devam eden çatışmalarda 285 Hizbullah mensubu, 56 Lübnanlı sivil, 18 Emel Hareketi, 13 Hamas, 12 İslami Cihad mensubu ile 7 İsrailli sivil ve 12 asker öldü.

ABD, Ukrayna'ya destek paketinin imzalanmasının ardından ilk yardımın içeriğini açıkladı

Beyaz Saray'ın açıklamasında, "ABD, Rusya'nın saldırganlığına karşı ülkelerini ve özgürlüklerini savunan cesur Ukrayna halkını desteklemek amacıyla bugün Ukrayna'ya önemli bir yeni silah ve teçhizat paketini duyurmaktadır." denildi.

ABD Başkanı Joe Biden'ın dün gece onayladığı 95 milyar dolarlık dış yardım paketinden Ukrayna'ya ayrılan 61 milyar dolarlık bölüm dahilinde duyurulan bu ilk yardım sevkiyatının değerinin 1 milyar doları bulacağı açıklandı.

Yardım paketinde hava savunma füzeleri, yüksek hareket kabiliyetine sahip topçu roket sistemi (HIMARS) mühimmatları, top mermileri, zırhlı araçlar, hassas hava mühimmatları, tanksavar silahları gibi acil ihtiyaç duyulan askeri malzemelerin bulunduğu duyuruldu. Ayrıca paket, hafif silah, teçhizat ve yedek parçaları da içeriyor.

{ilgili-haber-853186}

Öte yandan, ABD Savunma Bakanlığı da yazılı açıklama ile yeni yardım paketiyle, ABD Başkanı Biden ve hükümetinin Ağustos 2021'den bu yana Savunma Bakanlığı envanterlerinden Ukrayna'ya 56'ncı defa yardım göndermiş olacağını belirtti.

Bakanlık, 1 milyar dolarlık askeri yardım içinde 155 milimetre top mermileri, Javelin ve AT-4 tanksavarlar, güdümlü TOW füzeleri, mayına dayanıklı MRAP ve Bradley zırhlı araçları ile Stinger alçak irtifa hava savunma füzeleri gibi özel mühimmatların bulunduğu bilgisini paylaştı.

Kazakistan ile İngiltere arasında stratejik ortaklık ve iş birliği anlaşması imzalandı

Kazakistan Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, İngiltere Dışişleri Bakanı David Cameron, Kazakistan’da resmi temaslarda bulundu. Cameron, Astana’da Kazakistan Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Murat Nurtleu ile bir araya geldi.

Taraflar, bölgesel ve uluslararası işbirliğinin yanı sıra ikili ilişkileri yoğunlaştırmaya yönelik konuları ele aldı.

Nurtleu, iki ülkenin dışişleri bakanlıkları düzeyinde diyaloğu daha da geliştirmeye hazır olduklarını bildirdi.

Cameron da İngiltere’nin Orta Asya’daki kilit ortağı olan Kazakistan ile ilişkilerin geliştirilmesine büyük önem verdiğini ve Londra’nın Astana ile iş birliğini derinleştirmeye hazır olduğunu teyit etti.

Görüşme sonunda Kazakistan ile İngiltere arasında “stratejik ortaklık ve iş birliği anlaşmasına” imzalar atıldı.

Dış politika, güvenlik gibi kilit alanlarda ikili ilişkilerin güçlendirilmesi başta olmak üzere ticaret ve yatırımın teşvik edilmesi, enerji ve ham madde, ulaştırma, çevre ve iklim değişikliği, bankacılık, maliye, sosyal politika, bilim ve eğitim alanlarında geniş işbirliğini kapsayan anlaşma "tarihi" olarak nitelendirildi.

Cameron, Tokayev tarafından kabul edildi

İngiltere Dışişleri Bakanı Cameron, Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev tarafından da kabul edildi.

Tokayev, ziyaretin ikili ilişkilere yeni bir ivme kazandırılması açısından önemli olduğuna işaret ederek, "Bugün imzalanan stratejik ortaklık ve iş birliği anlaşmasının özellikle altını çizmek istiyorum. Bu kapsamlı belgenin çok yönlü ikili gündemimizi genişletmek için niteliksel olarak yeni bir temel oluşturacağından eminim." dedi.

Cameron da İngiltere Dışişleri Bakanı olarak ilk kez Kazakistan’ı ziyaret ettiğini belirterek, "Enerji, ticaret, eğitim ve kültür alanlarındaki etkileşimimizi güçlendirmenin yanı sıra insanlarımız arasındaki bağları da güçlendirmek istiyoruz." diye konuştu.

ABD Başkanı Biden, 95 milyar dolarlık Ukrayna-İsrail yardım paketini imzaladı

ABD Başkanı Biden, Beyaz Saray'da düzenlediği basın toplantısında, Kongre'nin her iki kanadından da geçerek masasına gelen paketi hemen imzalayarak Ukrayna'ya derhal yardımları göndermeye başlayacaklarını belirtti.

Biden, Amerika'nın müttefikleri kadar güçlü olduğunu ve söz konusu dış yardım paketiyle hem Ukrayna, hem İsrail hem de Hint-Pasifik bölgesine (Tayvan) kayda değer ölçüde yardım göndereceklerini ifade etti.

"Bugün birkaç saat sonra Ukrayna'ya bazı silah ve ekipmanları, hava savunma mühimmatlarını ve zırhlı araçları göndermeye başlayacağız." diye konuşan Biden, Ukrayna'ya uzun zamandır gönderemedikleri ciddi boyuttaki askeri yardımı bu paketin geçmesiyle hızlı şekilde göndereceklerini vurguladı.

Ukrayna'ya gönderilecek silahların ABD'de üretildiğine ve dolayısıyla Amerikan savunma ve silah sanayisine ciddi katkı sağladığını da kaydeden Biden, bu yolla hem Rusya karşısında Ukrayna'yı, hem de Amerikalı üreticileri desteklediklerini dile getirdi.

{ilgili-haber-853186}

İsrail'e askeri yardım

Gazze'de halen devam eden saldırılarında binlerce Filistinli sivilin öldürülmesinden sorumlu olan İsrail'e koşulsuz desteğini sürdürmekle eleştirilen ABD yönetimi, bu paketle İsrail'e toplam 26 milyar dolarlık yeni bir destek sağlayacak.

Biden, İsrail'e yeni yardım paketini "Tel Aviv'in kendini Tahran'a karşı koruması" şeklinde gerekçelendirerek, "10 gün önce İran, 100'den fazla dron ve füze ile İsrail'e bir saldırı düzenledi. İran'ın, Hizbullah'ın, Hamas'ın ve diğer bağlantılı unsurların İsrail'e saldırıları oldu. Benim, İsrail'in güvenliğine olan taahhüdüm sarsılmaz." diye konuştu.

ABD'nin, bu paket yoluyla İsrail'in azalan silah stoklarını yenileyeceğini kaydeden Biden, "İsrail'in, İran ve onun desteklediği teröristlere karşı kendini savunmak için ihtiyaç duyduğu şeylere sahip olduğundan her zaman emin olacağım." dedi.

Temsilciler Meclisi'nden 4 ayrı tasarı olarak geçen ve Senato'da birleştirilerek tek bir paket haline getirilen tasarı, dün Senato Genel Kurulu'ndaki oylamada 18 "hayır" oyuna karşılık 78 "evet" oyu ile kabul edilmişti.

Biden'ın imzaladığı pakette, 61 milyar dolar Ukrayna'ya askeri destek, 9 milyar doları Gazze dahil savaş bölgelerine insani yardım olacak şekilde 26 milyar dolar İsrail'e askeri destek, 8,1 milyar dolar da Hint-Pasifik bölgesine (Tayvan) destek amacıyla tahsis ediliyor.

Senato'da onaylanan pakette yer alan son tasarıda ise ABD'de bulunan Rusya'ya ait varlıkların dondurularak Ukrayna'ya yardım amacıyla kullanılabilmesinin ve TikTok'un ABD'de yasaklanmasının da önü açılıyor.

Polonya'da önceki hükümetin casus yazılım ile yüzlerce kişiyi izlediği duyuruldu

Adalet Bakanı ve Başsavcı Bodnar, Polonya Parlamentosunun alt kanadı Sejm'de konuya ilişkin açıklamalarda bulundu.

Polonya Başbakanı Donald Tusk'ın selefi Mateusz Morawiecki dönemindeki hükümet yetkililerinin, Pegasus casus yazılımını kullandığını belirten Bodnar, durumu "şoke edici ve üzücü" şeklinde niteledi.

Başsavcılık ofisinin verdiği bilgiye göre, 2017-2022 döneminde bir önceki hükümetin 3 kurumunca kullanılan casus yazılımla 578 kişiye ilişkin "kişisel ve profesyonel" bilgiler elde edildi.

Başsavcılık ofisi, önceki hükümetin casus yazılımı kimlere yönelik kullandığı bilgisinin "gizli" tutulduğunu ifade etti.

Polonya'da Pegasus suçlaması

Polonya'da Ekim 2023'teki seçimlerin ardından göreve başlayan yeni parlamentoda Pegasus casus yazılımının önceki hükümet yetkililerince kullanıldığına ilişkin iddiaların soruşturulması için özel komisyon kurulmuştu.

Donald Tusk, Şubat 2024'te Cumhurbaşkanı Andrzej Duda ile düzenlediği basın toplantısında, selefi Morawiecki dönemindeki hükümet yetkililerini "Pegasus" casus yazılımını yasa dışı şekilde kullanmakla itham etmişti.

Pegasus casus yazılımı

İsrailli siber güvenlik şirketi NSO Group tarafından geliştirilen Pegasus casus yazılımının, kullanıcıların haberi olmadan telefon konuşmalarının dinlenmesi, ses kaydı alınması, e-postaların takip edilmesi ve telefonlardan fotoğraf çekilmesi gibi casusluk faaliyetleri için dünyanın dört bir yanında kullanıldığı ortaya çıkmıştı.